HomeMagazinYONCA EVCİMİK: “ERKEKLER, KADINLARDAN KORKUP GAY OLUYORLAR”

YONCA EVCİMİK: “ERKEKLER, KADINLARDAN KORKUP GAY OLUYORLAR”

YONCA EVCİMİK: “ERKEKLER, KADINLARDAN KORKUP GAY OLUYORLAR”

Yonca Evcimik, HT Cumartesi’den Ekin Türkantos’a çarpıcı açıklamalarda buluındu.

Evcimik: “Bazı erkekler ‘Ben bu kadınla nasıl başa çıkarım?’ diye düşünüyor, korkuyor. Haksız da sayılmazlar. O yüzden hepsi de gay oluyor, ne fena” dedi.
İşte o röportaj…

90’lar turnesini duyunca heyecanlandık, çok özlemiştik…

Bu Hakan Küfündür’ün projesi ve bir fragman aslında. Eski şarkılarla insanlarla bir araya geleceğiz ama bayram sonrası A’dan Z’ye kendi hazırladığımız 90’lar kokan bir proje ile karşınızda olacağız. Adını ilk defa burada söylüyorum ‘Yonca Bizi 90’lara Götür Daha da Geri Getirme’. Dansçılarımız, koreografımız çalışıyor, çok özel süprizler var gösteride. Konser fragman gibi, hem bir nabız yoklaması hem de insanlara hatırlatma olacak.

Ne güzel ikisi de birbiriyle örtüşmüş. 90’lardan kopamadığımızın göstergesi…

Her sene “90’lar artık bu sene yemez” diye düşünüyorum, fakat tsunami gibi büyüyor. Bu yıl benim 40. profesyonel sanat yılım. Yapmak istediklerimi yapmaya uğraşıyorum. İnşallah bu yaz harekete geçirip seneye bol bol sergileyeceğiz.

Siz de 90’ları dinler misiniz?

Her şeyi dinlemeye çalışıyorum ama 80’lerden, 90’lardan kopamıyorum, orada kitlenmiş vaziyetteyim. Yabancı şarkılara adapte olabiliyorum ama Türkçe şarkılarda aynı yerde sayıyoruz gibi geliyor.

Bir kuşağı dans ettirdiniz. Pek çok şeyin ilkini yaptınız Türkçe pop müzikte. Geriye dönüp bakınca bunları başarmış olmak nasıl bir his?

İlkini yapmayı ben seçmiyorum. Bana denk düşüyor, çünkü o cesaret bende var herhalde. Küçük yaştan beri pencerem dünyaya açık, orada ne görüyorsam ülkeme taşımaya çalışıyorum. Ben yeni bir şey keşfetmiyorum. Ama biz geriden geldiğimiz için yaptığımız da ilk yapılıyormuş gibi oluyor. Asla tiraj kaybederim, dinleyici kaybederim kaygısı yaşamadım. Kaybetmedim mi, kaybettim de… Ama dönüp baktığımda mihenk taşı gibi duruyor orada bütün yenilikler. Dünyada biri yapıyor sonradan gelenler kazanıyor, yapacak bir şey yok.

Tabii dans geçmişinizin olması da büyük avantajdı. İlk mayoyu siz giydiniz, ilk dansçılarla siz çıktınız ama bu zaten olmazsa olmaz bir şey…

Tabii. 90’lardaki kıyafetler bana göre çok normal ama şu an giymek çok ütopik bir şeymiş gibi konuşuluyor. Oysa bunların hepsini 90’larda yaptık. İleri gideceğimize geri gidiyoruz gibi. Dans çok önemli bir faktör. O zamandan beri popomu yırtıyorum. Bu işe soyunan, özellikle pop müzik yapan arkadaşlarıma diyorum ki “Dans edin, dans tarafınızı geliştirin”. Çünkü dünya o tarafa gidiyor. Ödül törenlerine baktığınızda küçük yaşta sahneye çıkan kişiler muazzam dans ediyor. Dünya ona gidiyor, sonra da soruyoruz “Neden Türkiye’den star çıkmıyor?”

En son Tarkan konserinde büyük hayal kırıklığına uğradım. Dans etmesini istiyorum ama bu konuda hiç kendini geliştirmedi…

Ama o başından beri hep bunu tercih etti. Ben de birkaç defa dile getirdim ama istemedi. Yapmakta olduğum şovu hazırlamak için çok zaman kaybettim. Çünkü her şey para demek. Artık öyle bütçeler yok. O zenginliği sahneye taşıyabilmek için birilerinin size sponsor olması gerek. Ama Türkiye’nin durumu ortada. O yüzden hep kendi gayretlerimizle çalışıyoruz. Birilerinin fedakârlık yapıp yola çıkması lazım.

Şu an 20’li yaşlarında olanlar için durum daha zor…

Zor ama onların da hırslanıp cesaretli işler yapması gerek.

2 yıl önce buluştuğumuzda HAKUT projesini konuşmuştuk, o dönem 10 köpek, 1 kediniz vardı…

Şu anda 7 köpek, 1 kedim var. Beni hayvan sahibi olup benim kadar düşkün olanlar anlayabilir. Bazen “Acaba hayata bunun için mi geldim?” diye takıldığım zamanlar oluyor. Hayvan haklarıyla uyandım, herhalde bir işaret çaktılar bana.

Bir gelişme var mı peki?

Var tabii, Cumhurbaşkanı’mızın ilgilenmesiyle ciddi toplantılar yapıldı ama erken seçim bizi yarı yolda bıraktı. Ama sonunda olacak.

Bu sezon ‘7 Kocalı Hürmüz’le dolu dolu geçti, Safinaz’ın yolculuğu nasıldı?

Safinaz, müzikallerle ilk tanışmam ve rahmetli Adile Naşit’in rolüydü. Hayal ettiğim rollerden biriydi. Eylülden itibaren tekrar edecek gibi gözüküyor.

Aile sizin için çok önemli. Peki aile kurmayı, çocuk doğurmayı hiç düşünmediniz mi?

Dönem dönem aklıma geldi ama benim çocuk için evlenen arkadaşlarım var. Ben hiç öyle çıldırma noktasına gelmedim. Sağım solum çocuk sevgisiyle dolu olduğu için belki özlem duymadım.

Zamanınızın çoğunu Bodrum’da geçiriyorsunuz…

Orada hayat muhteşem. Oranın adı Evcimik Cumhuriyeti. Orası doğduktan sonra hayallerimin dışında arzu edeceğim pek bir şey yok. Maddi beklentim kalmadı. Ne yapacağız yani, öbür tarafa götüremiyorsunuz ki… Onun için olanları satıp da yiyeyim derdindeyim. Gezelim, görelim, yiyim, içeyim, eğleneyim.

Çok sık seyahat eder misiniz?

Kore, Kanada ve kutuplar dışında gitmediğim yer kalmadı ama bu kafayla da görmek isterim

Bugüne kadar kazandığınız parayla yaptığınız en saçma alışveriş neydi?

Valla ben öyle bir şey yapmadım galiba çünkü kazandığımı işe yatırdım. Marka almak, tektaş pırlanta gibi heveslerim yok. Öyle abuk sabuk şeylere para harcamam. Her kadın gibi ayakkabı ve kıyafet konusunda gördüğümde dayanamadığım zamanlar oluyor ama öyle şuursuz alışverişler değil. Çok küçük yaşlardan beri çalıştığım için önce başımı sokacak bir yuvam olsun mantığıyla önce onları yapmışım, sonrasında keyfime bakıyorum. Kendimi sponsor ederek yeni şeyler yapıyorum. Ondan sonra dönüp baktığınızda yine bunlar konuşuluyor. Sıradan şeyler yapmamaya gayret gösteriyorum, eller havaya şarkılar yapmayı kendime yakıştıramıyorum.

Hayallerinin çoğunu gerçekleştirmiş bir kadın olarak kadınlara en büyük mesajınız ne olur?

Kendi ayaklarının üzerinde durabilmelerini sağlamaları. Yani başkaldırabilmeli kadın. Janet Jackson’ın konuşmasını dinlediniz mi bilmiyorum ama artık dünyada kadınların başkaldırı zamanı. Ataerkil, böyle gelmiş böyle gitmek zorunda değil. Kadınların çalışarak, ayaklarının üzerinde durarak, asla kendilerine zulmedilmesine müsaade etmeyerek, güçsüz olanlara da yardım ederek bu zamanları atlatmamız gerek.

Güçlü kadınlar aşk ilişkisinde hüsrana uğruyorlar…

Valla bu kadınların suçu değil, erkeklerin suçu, kaldıramıyorlar. Bunun okumuşlukla alakası yok. Erkek egosuyla ilgili bir şey.

Korkutuyor belki de…

“Ben nasıl başa çıkacağım bu kadınla” diye düşünüyor belki. Haksız da sayılmazlar. O yüzden hepsi de gay oluyor, ne fena.

Âşıkken hayata bakışınızla, ürettiklerinizle daha farklı bir Yonca mı olur?

Aşk insanı darmaduman eden bir şey. İçimde kelebekler uçuşmaya başladığında ben ne kadar doğru hareket ediyorum bilmiyorum, tartışılır. Bugüne kadar yaptıklarımdan çok doğru hareketler yapmadığım aşikâr… Ne yapalım, olacaksa yine olacak. Kelebekler başladı, pır pır pır dolanıyorlar.

Gardırobunuzu merak ediyorum…

Tımarhane gibi. Sahne kostümlerimi elimden çıkartamıyorum, hepsi yeniden moda oluyor. Yeni projede onları hem ben hem de dansçılar kullanacak.

Yeni isimlerden beğendikleriniz…

İrem Derici’yi çok seviyorum, ruhunu da kendime benzetiyorum. Aynı anadan olmamışız ama bir kardeşlik tarafı var. Aleyna Tilki’yi beğeniyorum. İkinci şarkısı başarılı, giyimini kuşamını beğeniyorum. Birçok kişi “Ona imaj danışmanı lazım” diyor, bence katiyen gerek yok. Bana da öyle diyorlardı. İçinde kendinden daha büyük bir ruh var, yaşından daha büyük, inşallah onlar çatışmaz da bu yolda devam eder. Çünkü ikisini dengede tutmakta zorlanıyor, belki kendisi de farkındadır.