“Güven bizim için çok önemli”

İş insanı Ahmet Yiğit, “En güçlü motivasyonum başardıkça, insanların yüzündeki tebessümü, güveni gördükçe daha da mutlu olup işime sarılıyorum” diyor

Ahmet Yiğit, aile şirketlerinin 90’ın üzerinde kişiye istihdam sağladığını ve farklı sektörlerde faaliyet gösterdiklerini belirtiyor. Giresun’da Yiğit İnşaat’la başarılı işlere imzatan iş insanı, “Karadeniz’imin bu güzel şehrinde bir nebze olsun katkıda bulunmak, sosyal aktivitelerini desteklemek, yatırım yapmak, istihdam sağlamak en büyük gurur kaynağımız” şeklinde konuştu.

İnşaat, mimarlık, yapımcılık alanında projeler yürütüyorsunuz.2025-2026 yılı hedefleriniz neler?
Hedeflerim, planlarım sadece bir yıl aralığına sığmaz. Şöyle ifade edeyim…
İnşaat, mimarlık, mobilya üretim ve lokanta sektöründe çalışmalarımız aktif şekilde devam ediyor. Tabii ki her sektörde olduğu gibi zorluklar, inişler çıkışlar oluyor.
İş kollarımızın çatısı altında 90’nın üzerinde çalışanımız var. Ve bu Giresun’umuzda önemli bir rakam. Hedeflerimiz; yaşanabilir alanları müşterilerimize en hızlı, en güvenli ve en uygun şekilde hizmet verebilmek… Ve bunun karşılığı olarak da istihdam sağlayıp, bu döngüyü tekrar bir yatırıma dönüştürüp devam etmek. Karadeniz’imin bu güzel şehrinde bir nebze olsun katkıda bulunmak, sosyal aktivitelerini desteklemek, yatırım yapmak, istihdam sağlamak bizim en büyük gurur kaynağımız. Ve bu alanlarda aile şirketi olarak öncülük yapmaya devam ediyoruz. Ayrıca yapımcılık sektöründe daha yeniyim, birkaç planladığım ülke çapında projeler hayata geçecek ilerleyen zamanlarda… Ancak şimdilik yerelde başarısını gördüğüm birkaç gencimizin hayalini gerçekleştirdik; onları görünür kılmak ve sanatlarını icra etmeleri için alanlar açtık. Bu anlamda da gayet mutluyum.

Gelecekte inşaat sektörünü neler bekliyor sizce?
İnşaat sektörü hızla gelişiyor, değişiyor. Yapısal anlamda, teknoloji anlamında ve iş yükü kolaylığı anlamında pozitif gelişmeler hızla ilerliyor. Aile ve kültürel nitelikteki, coğrafi nitelikteki arz talep statüsü de değişiyor. Bugün Türk aile yapısına uygun 3+1 dediğimiz yaşam alanlarının yerine 1+1 ve 2+1 daireler yerini almaya başladı. Bunun sebepleri ülkemizde boşanma oranları, ekonomik sebepler ve kültürel olarak bireysel yaşam tercihleri olarak sıralayabiliriz.
Bu düzeyin pik olduğunu düşünüyorum. Yani gelecekte inşaat sektörü duracak ya da çok daha ileriye gidecek diye bir endişem yok. Çünkü gelinen noktada aslında doğa ile iç içe daha mustakil, daha köy hayatı dediğimiz durumlar yaşanmaya başlıyor. Aslında eskiye dönüş diyebiliriz.

Bu sektörde çalışmaya nasıl karar verdiniz? Sahip olduğunuz hangi özellikler bu seçimde etkili oldu?
Babam 10 yaşından beri ticaret hayatında… Ben 14 yaşımdan beri çalışıyorum.
Birçok meslek grubunda yer aldım; inşaatta, boyacılık yaptım, oto yıkama yaptım, kasaplık yaptım, garsonluk yaptım, dolmuş şoförlüğü yaptım. İşin çekirdeğinde alaylı olarak geliyoruz. Babamın birkaç dönem siyasi hayatı oldu, öncesinde lokantacılık yapıyor, o süreçte müteahhitlik de yapıyor, sonra siyasi hayatını noktaladıktan sonra baba-oğul beraber müteahhitlik yapmaya karar verdik. Sonrasında ablam da bize dahil oldu ve güzel ve başarılı işler yapmaya aile şirketi olarak devam ettik.
Bu işte paradan daha önemli şey güvendir. Biz bunu fazlasıyla sağlıyoruz. Aynı anda farklı lokasyonlarda 12 şantiyeye kadar çalışabiliyoruz, insanlar birikimlerini, emeklerini bizlere gözü kapalı sunuyorlar, bizler de onların bu güvenini sarsmamak için var gücümüzle çalışıp onları hayallerine kavuşturuyoruz. Bazen öyle şeyler oluyor ki; inşaata daha başlamadan temel seviyesindeki projelerimde daire kalmıyor, hepsi hızlıca satılıyor. Bu çok kıymetli bir durum, çok gurur verici bi durum…

“Hayata bakış açım değişti”

Bir iş insanı olarak en güçlü motivasyonunuz nedir?
En güçlü motivasyonum başardıkça, insanların yüzündeki tebessümü ,güveni gördükçe daha da mutlu olup işime sarılıyorum. Atamızdan gelen mükemmeliyetçi ruhumuz inşaat sektöründe çok işimize yarıyor. Her şeyin kusursuz olması ve söz verdiğimiz zamanda teslim edebilmek en büyük motivasyon kaynağımız.

Kişisel gelişim konusuyla da yakından ilgilisiniz. Deneyimleriniz size neler kazandırdı?
38 yaşından sonra gelen bilge ruhluk farkındalık ve arayış peşinde gittim ve kendimizi aslında ne kadar çok sınırladığımızı ve bilinen birçok şeyin doğru olmadığını fark ettim. Bu konuda çeşitli etkinliklere katıldım, kamplar, eğitimler ve çokça belgesel ve kitap bitirdim. Hayata bakış açım değişti. Yeni insanlar yeni hayatlar tanıdım. Bu çevreme işime aileme yansıdı. Kendimin en iyi versiyonunu görmek ve ulaşmak için eğitimime devam ediyorum. Bu süreçte sosyal çevrem, kültürel çevrem değişti. Yani siz kendinizi değiştirdikçe dış dünyanızda değişiyor, müşterileriniz bile değişiyor. Aurasında bulunduğunuz her ortam değişiyor. Frekansınız yükseliyor, haliyle birazcık yanlızlaşıyorsunuz… Çünkü en iyi versiyonumuz bu dünya ile çok zıt. Şimdi 42 yaşımdayım, kendime yatırım yapmaya devam ediyorum.