Caner Cindoruk: “Sadakate çok önem veren biriyim.”

Kanal D’nin ilgiyle izlenen dizisi ‘Sadakatsiz’in başrol oyuncularından Caner Cindoruk, Instyle Men Dergisi’nin kasım ayı sayısına konuk oldu. Rol aldığı projelerle ilgili konuşan Cindoruk, özel hayatıyla ilgili de samimi açıklamalar yaptı.Hem kariyeri, hem de özel hayatıyla ilgili soruları cevaplayan ünlü oyuncu, canlandırdığı Volkan karakteriyle ilgili de çok konuşulacak açıklamalar yaptı.

‘Sadakatsiz’de canlandırdığınız Volkan Arslan’a duyulan öfke Türkiye’nin üzerinde uzlaştığı nadir konulardan biri. Ne gibi tepkiler geliyor size yolda yürürken çok merak ediyorum? 

Evet, Volkan’a izleyicilerden gelen tepkiler oldukça fazla. En son “Eve giriş çıkışlar için tutanak da tutturun isterseniz” gibi bir tepki aldım.

Siz Volkan’ın yerinde olsaydınız nasıl davranırdınız? Ya da ona nasıl bir tavsiye verirdiniz? 

Ben sadakate çok önem veren biriyim. Volkan’a bencilliği bir kenara bırakmasını ve hayatına giren kadınların hayatlarını mahvetmemesini söylerdim.

Tiyatroda ‘Yeni Bir Şarkı’ oyununda Melis Birkan’la sahne alıyorsunuz. Boşanmalarının ardından ilişkileri hakkında hesaplaşan bir çiftin hikayesini anlatıyor oyun. Siz ilişkileriniz bittikten sonra kafanızda hesaplaşmalar yaşar mısınız, kendinizi sorgular mısınız yoksa geçmiş geçmişte mi kalır? 

Oyunumuzda da bir kadının hayatını karartmış ve onu kötü yönde etkilemiş bir adamı canlandırıyorum; kadın çok net, adamı ve buna benzer adamları çoktan kafasında ve kalbinde bitirmiş, kendi kimliğini bulmuş biri. Adamsa kadını hala kendi içinde bitirememiş ve hala kadına sahip olmak isteyen biri. Caner olarak kesinlikle bunu doğru bulmuyorum, kimse kimsenin sahibi değildir. Bir ilişkim bittiğinde de sadece kendimi sorgularım, eğrilerimi, doğrularımı tartarım. Ama tabii bir ilişki bitmişse bence bitmiştir.
‘Yeni Bir Şarkı’ oyunu da kıskançlık ve aldatılma temalarına odaklanıyor ‘Sadakatsiz’ dizisi gibi. Sizce ilişkide sadakat nerede duruyor? Siz hiç aldatıldınız mı? 

Benim için sadakat bir ilişkinin temelini oluşturur. Açıkçası aldatıldım mı bilmiyorum, benim için de bir önemi yok, eğer bir ilişki bir şekilde bitmişse, ardında bırakılan hesaplaşmalara girmeyi yorucu ve anlamsız buluyorum. Kişi kendini tartmalı, kendi içinde tecrübe edindiği değerlere bakmalı.

Meslekte aldığınız en iyi öğüt nedir ve kimden aldınız bu öğüdü? 

Moda Sahnemizin yönetmeni Kemal Aydoğan “Bir oyuncunun, yeteneğine çok fazla güvenmemesi gerekir” der. Ben de bu düşünceye katılıyorum. Bence, bir oyuncu bu mesleği yaptığı sürece çalışmak, kendini geliştirmek zorundadır. Her hikaye ve her karakter yeni bir çalışma evresi gerektirir.

Popüler diziler ve filmler, arthouse yapımlar, tiyatro oyunları… Kariyerine çok geniş bir çerçevede proje sığdırmış oyunculardan birisiniz. Çoğu oyuncunun hayal bile edemediği bu çeşitliliği, üzerine bir rol yapışmama halini nasıl başardınız? 

Düşünceleriniz için teşekkür ederim. Oynadığım ya da oynayacağım her karakter benim için yeni bir sayfa. Bu mesleği ölene kadar aynı tutkuyla yapmak istiyorum ve bunu aklımı ve bedenimi eğitmeyi sürdürdüğüm sürece başarabilirim. Mesleğime bitmeyen bir macera gibi bakıyorum.

Keşke ben canlandırsaydım dediğiniz bir karakter var mı? 

İnce Memed, keşke 20 yıl önce çekilseydi de ben canlandırsaydım.
Ekranda olan ünlüler üzerinde büyük bir güzellik baskısı var. Bu çoğunlukla kadınların üzerinde var olan bir baskı olsa da erkek bir oyuncu olarak siz neler yaşıyorsunuz? Yaş alırken bu baskı size nasıl hissettiriyor? 

Ekranda güzel görünmektense, karakterimi doğru ve iyi oynayabilmek benim için daha önemli. Tabi ki sağlıklı ve güzel yaş almak, yaşlanmak istiyorum. Değişmeyi, dönüşmeyi seven biriyim. Bu yüzden de güzellik kavramının hayatımda etkin bir baskı oluşturduğunu söyleyemem.

En çok neye para harcarsınız? 

En çok tatil harcamalarım ve kıyafetlerime para harcıyorum.

Sahip olduğunuz, etrafınızdaki kişilerin şaşırdığı en sıra dışı özelliğiniz ne?

Daha önce izlediğim bir filmi, özellikle de Yeşilçam filmlerini izleyerek uyurum.

Çalışmadığınız bir günde neler yaparsınız, bir gününüzü nasıl geçirirsiniz? 

Daha çok ailem ve arkadaşlarımla görüşmeyi tercih ederim. Kendimi yorgun hissediyorsam evde vakit geçiririm. İzlemek, dinlemek, okumak, spor yapmak, yürümek boş bir günümde en çok yaptığım şeyler.

En son okuduğunuz kitap, izlediğiniz dizi ve film neler? 

En son okuduğum kitap Milan Kundera’nın ‘Bir Buluşma’ adlı kitabı. En son izlediğim dizi ‘Mr. Robot’, en son izlediğim film ise Agnes Varda’nın ‘Yersiz Yurtsuz’ filmi.

İki kediniz var, onları nasıl sahiplendiniz, isimlerini nasıl koydunuz? 

Kedilerimin adları Hera ve Eros. Olimpos’ ta tatil yaparken koymuştum isimlerini. Hera’yı Adana’da henüz 3 günlükken kötü bir durumda bulmuş arkadaşlarım, ben de sahiplendim. Hemen sonrasında setimizdeki kuaför arkadaşımızın kedisinin yavrularından olan Eros’u sahiplenmiştim. İkisini de çok seviyorum, hayvan sevgisi hayatı başka bir yönle, başka bir farkındalıkla görmenizi sağlıyor, sevgileri muhteşem, iyi ki varlar.
Instagram’dan gördüğüm kadarıyla güvercinlere de meraklısınız. Adanalılıktan mı bu merak? 

Doğayı ve hayvanları çok seviyorum. Kuşlara olan sevgim ise çocukluğumdan geliyor. Adana’da akşamları evlerin damlarında çok zaman geçirilirdi ve bu akşamlar çok renkli olurdu, bu rengin kaynaklarından biri de güvercinlerdir.
Stilinizi nasıl tanımlarsınız? Ne giyerken rahat ediyorsunuz?

 Rahatlığı sevdiğim için genellikle spor giyinmeyi tercih ediyorum.