HomeMagazin‘AZICIK MERAK ARKADAŞ’

‘AZICIK MERAK ARKADAŞ’

‘AZICIK MERAK ARKADAŞ’

Milliyet gazetesi köşe yazarı Özay Şendir’in bugünkü köşe yazısı:

“Tüm gazete ve internet sitelerinde aynı başlıkla haber oldu Begüm Özbek: ‘90’ların ünlü modellerindendi şimdi bir otelde müdürlük yapıyor.’
Hani eski mankenler, podyum kariyeleri bitince ‘güzel kadın’ kontenjanından şarkıcı ya da dizi oyuncusu oluyorlar ya, başlığa bakan öyle sanacak. Özbek, 90’lı yıllarda ünlü bir mankendi doğru ama eksik…
Annesi kendisini sokak hayvanlarına adamış isimlerden biri olan Süsen Erkuş’tur.
O zamanlar podyum dünyasını takip etmeyen bir sürü insan da, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in oğlunun nişanlısı olarak duydu Begüm Özbek adını.
Her neyse, ABD’ye gitti, orada turizm okudu. Zor bir öğrencilik dönemi geçirdi, okul kütüphanesi dahil çeşitli işlerde çalışarak tamamladı eğitimini. Okulu bitince Türkiye’ye dönmedi, yine ABD’de bir sürü otelde çalıştı. Yani eğitimini aldığı mesleği yapıyor Özbek, bugün Türkiye’deki işi de, kat hizmetleri müdürlüğü.
Fotoğrafını çeken gazetecilere “Benim haber değerim var mı?” diye sormuş ya Özbek, ben cevap vereyim: “Evet var.”
Kariyerini güzellik üzerine kuranların çok olduğu bir ülkede, aldığı eğitime göre iş yapan bir kadın o, sayısı az yani…

Beterin beteri varmış!

ÖSYM’nin sınav ücretlerinin yüksek olduğunu yazıyorum bir süredir.
Bir okurum Manisa’dan mail atmış, Mali Müşavirlik Staj Başlatma Sınavı için 2 bin TL ödediğini yazmış.
O nasıl bir ücret diye şaşırdım ama acele etmişim.
Meğer o sınavdan sonra bir de Yeterlilik Sınavı’na giriyor, onun için de 2 bin TL ödeme yapılıyormuş.
Yani bir aday toplam 4 bin TL para ödüyor.
Sadece Manisa’da mı diye baktım, her ilin kendi fiyatını belirleme yetkisi var ama genellikle büyük şehirlerde de ücret aynı. Beterin beteri vardır dedikleri şey bu olsa gerek…

KADINLAR KİMİN İÇİN GİYİNİR?

Birinci tez, kadınların
erkeklerin dikkatini çekmek için giyindikleri…
En az birinci tez kadar kuvvetli olan bir diğer teze göreyse, kadınlar aslında diğer kadınlardan daha güzel
olmak için giyinirler…
Kadını son derece edilgen hale getiren, kendi için bir şey yapmayan kişilik kılıfına sokan bir bakış açısına sahip
her iki tez de…
Beğenilmek insanı mutlu eden bir güdüdür ya, kadınların
sadece beğenilmek için giyindiğini düşünmek bu kadar zor
olmamalı.
Şu mahkemede yaşanan mini etekli avukat olayına dair de söylenmesi gereken var.
Mini etek giyen
kadın, erkeklerle yatmak için aranan kadın da, teşhirci de değildir.
Mini etekli bir kadınla konuşurken, onun gözlerine bakmakla, bacaklarına bakmak arasında kararsız kalan erkeklerin aç hallerinin faturasını, onlara kesmek olmaz.
Tarihçesine bakarsanız, mini etek, kadının birey olarak kendini toplumlara kabul ettirdiği dönemin devamında doğmuştur.
Bilmem anlatabildim mi?

KAÇ YAŞINDASIN?

“İnsan hissettiği yaştadır” ne kadar doğru ve güzel
bir cümle…
Geçenlerde Mick Jagger’ın bir videosunu seyrettim.
75 yaşında ama bir sürü genci arka cebinden çıkaracak kadar enerji dolu.
Nebahat Çehre’nin bu fotoğrafını da, ‘75 yaşında’ vurgusuyla kullanmış
bir sürü yer…
Ne olmuş yani Çehre
75 yaşındaysa?
Dizini kırıp, evinde oturması ya da belirli bir kalıpta mı giyinmesi gerekiyor?
‘İnsan hissettiği yaştadır’ yazdım ya, insanları ve davranışlarını yaşlarına göre kategorize edenler, gerçek yaşlarından daha ihtiyar olmalı…

HOŞUMA GİDEN CEVAP

Aslı Turanlı, geçtiğimiz hafta yazdığım yazıya, son derece kibar bir mesaj yollamış, sosyal medya hesabından.
Geç fark ettim, hemen döndüm, o da cevabıma
bir yanıt yazdı.
Çok alışkın değilim, itirazların zarif bir şekide dile getirmesine, en çok buna mutlu oldum.
Sonra kendisi için bir başka yazı yazmamı bırakın istemeyi, ima dahi etmedi Turanlı.
İlk mesajı, “İnşallah gün gelir yaşadığım talihsizlikleri değil; başarılarımı da konu alırsınız. Sevgiyle”
diye bitiyordu.
Ben de başarısını hemen yazmak istedim doğrusu.
Zarif, sadece anlatmak değil, dinlemek de gerektiğini bilen, yaşının üzerinde bir iletişim yürütebilmek beceridir.
O yüzden sıcağı sıcağına yazmak istedim…”