HomeUncategorizedARADA TURİST OLMAK LAZIM

ARADA TURİST OLMAK LAZIM

ARADA TURİST OLMAK LAZIM

YÖRESEL mutfakları, sokak arası lezzetleri en seven köşe yazarlarından biriyim. İyi yemek yapan yer nerede olursa olsun mutlaka bir fırsatını bulup giderim. Gidip beğendiğim de oluyor hayal kırıklığına uğradığım da… Tabii ben beğenmedim diye kimse beğenmeyecek değil ya da tam tersi ben beğendim diye dolup taşacak diye bir şey de yok. Ama naçizane bu işlerden anlayan biri olarak yorum yapıyorum. Kesinlikle kişiselleştirme yapmıyorum. Geçtiğimiz günlerde günlük yerli turist olarak Kadıköy’e gittim, barlar sokağına. Yaklaşık 40-50 tane mekân, hepsi ağzına kadar dolu. Bütün mekânlar çok iyi iş yapıyor. Öyle öne çıkan bir mekân yok. Hepsi biracı kafası. Aynı tarz, aynı işletme mantığı, aynı mönü ile devam ediyorlar. Zaten müşteri kitleleri de ona göre… Özellikle ‘cadde kızı’ dediğimiz tiplerin sayısı hatırı sayılır yükseklikte. Avrupa’daki gibi sabahlara kadar süren bir sokak muhabbeti var. Aynen Madrid, Barcelona gibi… Çok hoşuma gitti. Aradan çok geçmeden yine yolum o taraflara düştü. Bu sefer istikamet Moda Sahnesi. Bütün oyunlar kapalı gişe. Özellikle ‘En Kısa Gecenin Rüyası’na yer bulmak biraz zor. Şubat biletleri tükenmiş bile. Gitmeyi düşünüyorsanız acele edin ancak marta bilet varmış. Biz de biletlerimizi önceden almıştık, oyundan sonra kendimizi sokaklara attık.

HER YER AĞZINA KADAR DOLU 

Neyse asıl konumuz sokak kültürü… Bizde daha çok gelişmesi gerekiyormuş onu fark ettim. Bunun en büyük destekçisi de belediyeler olmalı. Yoksa nefes alamayacak hale geliriz. Ertesi gün yeni yerler keşfetmek için yollara düştüm. Kadıköy Balık Pazarı’na gittim. Hayatımda ilk defa gittim desem inanır mısınız? Daha önce gittiğimi hatırlayamayacak kadar küçüktüm. Moda Sahnesi’nde oynayan oyuncu arkadaşlar Çiya diye bir mekânı şiddetle tavsiye ettiler. Ben de çarşıya girip sora sora, geze geze gittim. Hemen kapının önünde oturup tezgâhta duran bütün yemeklerden azar azar istedim. Hem fotoğraf çekiyorum hem de tadına bakıyorum. Benim yazar olduğumu bilmedikleri için rahatım yerinde. Masaya tabağın biri geliyor biri gidiyor. İnanılmaz bir insan kalabalığı var. O gün bir de Fenerbahçe maçı varmış, her yer ağzına kadar dolu. Kalabalık olması beni mutlu etti. Ancak şöhreti kadar lezzeti de olsaydı daha mutlu olurdum. Amacım onları aşağıya çekip şevklerini kırmak değil. Daha iyi hizmet vermeleri için eleştirilerim olacak. Ben dışarıdan bir göz olduğum için daha iyi görebiliyorum. Tezgâhta yemekler duruyor. Belli ki arkada bir mutfak var. Sabah erkenden yapılmış yemekler ısıtılıp servis ediliyor. Taze, anında çıkan bir şey yok. Haliyle ne yersen ye hepsinin tadı aynıymış gibi geliyor. Isıtılan yemekle yeni pişen yemek hiç bir olur mu? Ben yediklerimden bir tat alamadım. Yarım porsiyondan yaklaşık 8 çeşit denedim, “Vay be” dediğim olmadı. Artık insanlar geziyor, görüyor. Çiya’nın sahipleri her kimse onlar da bir gezip görsünler. Başka yerlerde neler yapılıyor görmelerini isterim. O zaman gerçekten daha iyisi olacaklardır. İşletme başarısı, müşteri kitlesi çok iyi. Tek sorun “Biz olduk” havası var. O havanın hemen bir kenara atılması gerekiyor. Sonra güzelim mekâna yazık olur. Üstelik öyle ucuz bir yer de değil. Lezzet, ambiyans olarak baktığınızda bence pahalı bir mekân. Ancak lezzet daha iyi olursa kimse o fiyata bakmaz. Günün sonunda “O kadar yol gitmeme değdi mi” diye sordum kendime. Koca bir pazar günüm heba olmuştu. Yolum düştüğünde bir kez daha gideceğim. Umarım bir çekidüzen verirler kendilerine.
 
Sokak arası lezzet böyle olur

SOKAK arası lezzet dedin mi benim için akan sular duruyor. Eğer memnun da kalırsam müdavimi oluyorum. Çünkü gerçekten ‘sokak arası kültürünü’ çok seviyorum. Doğal ortamlar, her şey yerli yerinde. O gün Mısır Çarşısı’nın arka tarafında bulunan ahşapçıları gezecektik bizim ekiple. Acıkınca kardeşim İbrahim “Ağabey ben seni bir yere götüreyim” diyince takıldık peşine. Konya mutfağından seçme yemekler yapıyor: Güvenç Konyalı. Kuzu incik, etli pide falan söyledik. Bütün yemekler çok lezzetli. Masaya gelen ne varsa bir güzel süpürdük. Fiyatları gayet makul, lezzete göre ucuz bile sayılır. Yediklerimin tadı damağımda kaldı resmen. Sadece iki şeyden şikâyetim oldu. Bir, pideyi ısıtıp servis etmeleri güzel olmuyor. Halbuki fırından yeni çıkan ekmek verse tadından yenmeyecek. İki, pideyi tahtada getirmesi gerekirken üst üste koymuş. Hamuru eline aldığın zaman yağı indiği için çok peçete kullanmak zorunda kalıyorsun.